1990’lı yılların başından itibaren terör örgütü PKK’nın en önemli barınma alanlarından biri olan ve OHAL uygulamasının devam ettiği dönemde yıllarca sivillerin girişine kapatılan ve doğal güzellikleri, ters laleleri ve birçok biyolojik çeşitliliği nedeniyle “Saklı cennet” olarak anılan Hasandin Yaylası, terörün bitme noktasına gelip güvenlik zafiyetinin ortadan kalkmasıyla birlikte bölgeye bu kez maden arama şirketleri göz dikti.
Terör örgütü PKK’nın elebaşlarından Parmaksız Zeki kod adlı Şemdin Sakık, Doktor Süleyman kod adlı Sait Çürükkaya, Cemal kod adlı Mahmut Gün ve Kargo Süleyman kod adlı Temirhan Aslan’ın liderliğinde yaklaşık 1000 terörist 1990’lı yılların başından 2000’li yılların başına kadar sözde karargah olarak kullandıkları Hasandin Yaylasında çok sayıda asker, polis ve korucuyu şehit ederken, bu hain saldırılardan yöre halkı da nasibini aldı.
3 BÜYÜK OPERASYONLA TERÖRDEN TEMİZLENDİ
Köy baskınlarındaki toplu katliamlar, mayınlı ve bombalı hain saldırılar Hasandin Yaylasında planlanıp, uygulandı. En kanlı sıcak çatışmalara bir dönem sahne olan Hasandin Yaylası ve çevresindeki köy ve mezralarda güvenlik nedeniyle boşaltıldı. Terör örgütü yaylayı sözde kurtarılmış bölge ilan etti. Terörün zirve yaptığı 1991-99 yıllarında İHA ve SİHA gibi günümüz teknoloji olmadığı için bu bölgede her defasında 20 bin askerin katılımıyla Kıskaç, Atmaca ve Murat operasyonları gerçekleştirildi.
YENİ EVLER İNŞA EDİP ARICILIK, HAYVANCILIĞA GİRİŞTİLER
Bolu, Isparta, Kayseri ve Foça Komando Tugayları bölgeye kaydırılırken, Mehmetçik aylarca arazi taramasıyla bölgeyi terörden arındırmak için geceli, gündüzlü mücadele etti. OHAL nedeniyle araziye girişleri yasaklanan yöre halkı da güvenlik nedeniyle zorunlu göçe maruz kaldı ve bir anda köylerini bırakıp Diyarbakır’ın kenar mahallelerinde kendini buldu. Bölge uzun süre insansızlaşırken, Mehmetçiğin yaz, kış demeden fedakârca yürüttüğü mücadele ile terörün bitme noktasına gelmesi ve bölgede güvenliğin sağlanmasıyla teröristler alanda barınamadı, Yöre halkı son 5 yılda yayla ve çevresindeki köy ve mezralarına geri dönüş yaptı. Yeniden evler inşa edip, başta tarım ve hayvancılık olmak üzere arıcılık; ipekböcekçiliği projelerine girişti.
MADEN MÜHENDİSLERİ BÖLGEDEN NUMUNELER ALIYOR
Ancak bu hevesleri fazla sürmedi. 40 yıl boyunca PKK terör örgütünün kâbus yaşattığı, en acı olaylara tanıklık eden yöre halkı tam bölgede huzura kavuşmuşken bu kez de Maden şirketleri kâbusları oldu. Yaylaya son 1 aydan beri göz diken İzmir merkezli Maden arama şirketine bağlı mühendislerin bölgede gece saatlerinde sondaj ile numuneler alıp ayrıldı. Yayla çevresindeki 12 köy ve mezrasının aynı zamanda ana su kaynağına da ev sahipliği yapan Hasandin Yaylasına son günlerde Maden arama şirketine bağlı ekiplerin giriş-çıkış yapmaları yöre halkını harekete geçirdi.
İKTİDARIN PEŞKEŞ ÇEKMESİNE İZİN VERİLMESİN
Köylüler, bölgeye giderek şirketin faaliyetlerine karşı nöbet tutarak alana girişlerini yasaklayınca bu kez jandarma bölgeye giderek köylüleri engellemeye çalıştı. Maden Mühendisleri jandarma kontrolünde bölgede sondaj yoluyla numuneler aldı. Köylülerin alana geçişine ise izin verilmedi. Köylüler ise seslerini sosyal medya hesapları ve basın yayın organları üzerinden duyurmaya çalışarak bölgenin talan edilmesine, biyolojik çeşitliliğin ve yaban hayatının yok edilmesine ve saklı cennet oksijen deposu bu yaylanın maden şirketlerine iktidar tarafından peşkeş çekilerek kurban edilmesine izin verilmemesini istediler.
12 KÖY VE MEZRAYI DOĞRUDAN ETKİLEYECEK
Maden şirketlerinin bölgeye girişiyle birlikte tarım, hayvancılık, arıcılık, seracılık ve ipekböcekçiliğinin bitme noktasına geleceğini vurgulayan yöre halkı, bunu yıllarca terör ve güvenlik gerekçesiyle yapamadıklarını; şimdiler de ise maden arama şirketleri üzerinden yapılamayacağını belirttiler. Maden şirketinin bu bölgede faaliyetinin 12 köy ve mezrayı doğrudan etkileyeceğini ifade eden yöre halkı, bir avuç şirketin kar hırsı uğruna başlattıkları, “Yaylama dokunma” sloganıyla ilgili kurumlara da destek çağrısında bulundu. Bu arada iktidara yakın olduğu bildirilen Maden şirketinin de sır gibi saklı tutulduğu ve yapılan resmi başvurulara da yanıt alınamadığı öğrenildi.
Kulp ilçesine bağlı Karabulak, Yuvacık, Kayacık, Ağaçkorur, Baloğlu ve Aygün Köyleri sınırları içinde yer alan Hasandin Yaylası, bölgenin önemli geçim kaynağı ve sahip olduğu bitki örtüsü ve orman nedeniyle oksijen deposu olup can damarı niteliği taşıyor. Köylüler, ÇED raporu alınmadan bölgedeki faaliyetin gizli saklı yapılmasından da rahatsızlık duyarak konuyu Meclis’e taşıyacaklarını ifade ettiler.